Dünya Sağlık Örgütü’nün temel amacı, mümkün olan en fazla
sayıda insanı fiziki, zihinsel ve sosyal anlamda sağlıklı kılmaktır. Bu açıdan
bakıldığında örgütün, küresel bir nitelik taşıdığı anlaşılmaktadır.
Corona virüsü dünya genelince birçok canı almaya devam
ederken, örgütün salgına karşı aldığı önlemler halk tarafından tartışılmaya
devam etmektedir. İlk toplantısı İsviçre’de video konferansla düzenlenmiştir. Örgütün
salgındaki rolü, virüsün kaynağı ve insandan insana nasıl bulaştığı
konusunda soruşturma yapılmasına karar
verilmiştir. Soruşturmanın amacı, benzer salgın olaylarının riskini azaltmak olduğu
ifade edilmiştir. Hayvanlarda ve insanlarda bu virüsün enfeksiyonunun nasıl
önleneceği hakkında rehberlik sağlamak olduğu ifade edilmiştir. Örgütün Acil
Durumlar Birimi Başkanı Dr. Mike Ryan hastalığın ne zaman sona ereceğini tahmin
edemeyeceklerini, insan vücuduna ilk kez giren virüs olduğunu ve bu nedenle ne
zaman kontrol altına alacaklarını bilemediklerini belirtti. Ardından kritik bir
açıklama yaparak; kontrol altına almanın 5 yıl sürebileceğini belirtti. Bu
belirsizlikler küreselleşmenin bir örneği olan Dünya Sağlık Örgütüne olan
güveni oldukça düşürmüştür.
Dünya Sağlık Örgütüne, küreselleşme taraflarınca nasıl
değerlendirildiğinden bahsetmek gerekirse; örgüt, gerekli olan stratejiler,
planlar ve organizasyonlar yürütme de en ön safhada yer almaktadır. Komite
tarafından örgütün bu salgını küresel olarak en iyi nasıl ele alınabileceğini
değerlendirmek için, teknik ağları kullanmaya devam etmiştir. Savunmasız olan
ülkelere de hazırlık ve müdahale desteği sağlanmıştır. Örgütün başkanı, salgın
için geliştirilecek olan aşıya, küresel anlamda herkesin erişebileceğini, bunun
adına fon ayırdıklarını belirtti.
Yaşadığımız bu dönem değerlendirilecek olursa; sürecin en
zor yanı veri ve bilgi eksikliğidir. Virüsün ne olduğu, nasıl önleneceğinin
bilinmemesidir. Bu açıdan insanların kuşkularının da giderilmemesi, paniğe
neden olmaktadır. Bu panikle yaşananlar, ekonomik krizi de beraberinde getirmektedir.
Yalnızca virüsün olduğu ülkeler değil, tüm dünyada ekonomik kriz baş
göstermiştir. Ülkeler hem arz hem talep şoku yaşarken, resesyon da kendini
göstermeye başlamış bulunmaktadır. Bu salgında, yukarıda da anlattığımız gibi
karşıt ve yanlıların görüşlerinin de önemi anlaşılmıştır. Salgının başlamasıyla
kuşkucu görüşün bahsettiği Ulus-Devlet yapısının da ne kadar önemli olduğu
anlaşılmıştır. Ulus devlet yapısının, halkın refahı için aldığı önlemler,
stratejiler, milli beraberlik duygusu salgının en az hasarla atlatılacağının
kanıtı olmuştur. Türkiye bu açıdan ele alındığında örnek teşkil etmektedir.
Ulus-Devlet yapısının görülmediği çoğu ülke halkını yok saymış, ölümle burun
buruna getirmiştir.